Haber

Aysu Bankoğlu: 6 Yaşındaki Çocuğumuzu İstismar Edenlerin Koruyun ve Buna Sessiz Kalanların Düzeni Değişecek, Değiştireceğiz

CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu“6 yaşındaki çocuğumuzu taciz eden, koruyan, sessiz kalanların düzeni değişecek, biz değiştireceğiz” dedi.

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı HKG’nin 15 yaşından beri “imam nikahlı” olduğu Kadir Wishli’ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü. 6, bugün Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde. Mahkeme, baroların katılma taleplerini reddederek duruşmanın kapalı tutulmasına karar verdi. Aile Bakanlığı’nın dün yaptığı başvuru üzerine davaya yayın yasağı getirildi.

Duruşmaya CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu da katıldı. Bankoğlu, duruşmanın ardından sosyal medya hesabından paylaştığı görüntüde davada yaşananları değerlendirdi. Bankoğlu, şunları söyledi:

“Çocuk sessiz kalmadı, devlet sessiz kaldı. Ancak biz susmayacağız. 6 yaşından beri sistematik olarak tecavüz ve tacize uğrayan ve evlenen HKG’nin ilk duruşmasını takip etmek için bugün İstanbul’daydık. 6 yaşında dini nikah adı altında nikah kıydı. Tüm toplumu etkileyen ve tüm toplumu etkileyen cinsel istismarla ilgili bu dava hakkında mahkeme heyeti zımni karar aldı.

“BU KARANLIK DÜZEN VE ZİHNİYET DEĞİŞENE KADAR MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ”

Adalet Bakanlığı, bu cinsel istismar davasından yıllardır haberi olmayan ve olaydan yıllardır haberi olan Adalet Bakanlığı ‘Benim yetkim yok. ‘Ben ne yapabilirim’ diyen Aile ve Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz. Ne yaparsın? Cinsel istismar vakalarında ‘Bir kere olmaz’ diyen zihniyete, ‘Çocuğun iradesi var’ diyen zihniyete karşıyız. Bu karanlık düzen ve zihniyet değişene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Adalet bir gün tecelli edecek. Buna inanıyoruz. Bu sistemin değişeceğini söylüyoruz.”

Bankoğlu konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:

“BU SOSYAL BİR VAKADIR”

“Bu dava birçok yönden kamuoyu vicdanını yaralayan, insan olan herkesi yaralayan bir davadır. Bugün adliyede çok kalabalıktık. Baro avukatları, kadın hakları savunucuları ve siyasetçiler olarak buradayız. Ömrünün dörtte üçünü taciz ve tacizle geçirmek zorunda kalan HKG.Mahkeme salonundaydık.Kalabalığı görünce sanık avukatları talihsiz açıklamalarda bulundu.Biz olayla alakasız bir mafya değiliz burada toplanan insanlarız. öncelikle toplum vicdanı olarak sesini çıkaramayan her bir çocuğumuzun sesi olmak, toplumsal bir davadır.

“BU ÜLKEDE HEM ÇOCUKLARI HEM KADINLARI KORUMAKTA BAŞARISIZLAR”

Haksızlığa tepki göstermeyen dilsiz bir şeytandır. İktidarın çocuk istismarı, kadına şiddet gibi konularda hep ‘siyaset üstü’ diyerek adeta sorumluluktan kaçan zihniyetinin farkındayız. Samimiyetsizler. Beceriksizler. Bu ülkede hem çocukları hem de kadınları korumaktan acizler. Bu durumda mağdurun okulda olup olmadığını ve zorunlu eğitim alıp almadığını takip etmesi gereken Milli Eğitim Bakanlığı’dır. Milli Eğitim Bakanlığı ne yaptı? O durdu. Sonrasında maktulün 15 yaşında evlendirildiğine dair sözler var. Kanunen yasak, 15 yaşındaki çocuğun evlenmesi kanunumuzda tanınmıyor.

“BU ZAMAN HÜKÜMET NEREDE? DEVLET YETKİLİLERİ NEREDE? SUSTURUYORLAR”

İktidarın ‘erken yaşta evlilik’, ‘küçüğün rızası’ gibi argümanlarla bu hukuksuzluğu normalleştirmeye çalışmasından bıktık. Kurbanı 14 yaşındayken muayene eden doktor, cinsel istismar şüphesiyle polise ihbarda bulunuyor. Savcılık soruşturma başlatır. Hastaneden doğum kaydı istemek yerine kemik testi isteniyor. Aile, sahte belgelerle kurban yerine başka birini kemik testine tabi tutuyor. Burada bariz bir usulsüzlük var, peki bu konuda Adalet Bakanlığı veya İçişleri Bakanlığı ne yapıyor? Susamışlar. Sonuç olarak takipsizlik kararı verilir. Bu saatte hükümet nerede? Hükümet yetkilileri nerede? Susamışlar.

“ÇOCUKLARIMIZIN SÖZLEŞMELER VE SRİTİKLERLE İSTİSMARLARINA İZİN VERMEYECEĞİMİZİ GÖSTERMEK İÇİN BURADAYIZ”

HKG 2020’de yeniden yargıya başvuruyor. Aile Bakanlığı durumun farkında. İçişleri Bakanlığına, Adalet Bakanlığına haberler verebilir. Ancak öyle değil. Susamışlar. Bir de ‘Bu iş insan işi’ diyorlar. 6 yaşındaki bir çocuğun hangi isim altında olursa olsun cinsel istismara uğraması insanlık dışı değildir efendim. 2 yıl geçti. 2 koca yıl. Mağduru korumak için yapılan açıklamalar boş savunmalardır. Bir şeyin süresinin dolmasını beklediği açık. 2022 yılına kadar iddianameyi yazan savcının görev yeri değiştirildi. Bakanlık şimdi kapatma kararı istiyor. Duruşmada, iddianame okunmadan avukatların yarısı dışarıdayken müdahil olma talepleri geldi. Buradayız çünkü hükümete, onun kayırma sistemine, boşalttığı adalete güvenmiyoruz. Bu ülkede baskı, zorbalık ve korkudan sesini çıkaramayan her çocuğun sesi olmak için buradayız çünkü bu ülkedeki her çocuğun hayatı değerlidir. Yozlaşmış bir hükümetin gölgesinde çocuklarımızın topluluklar ve tarikatlar içinde suistimal edilmesine izin vermeyeceğimizi göstermek için buradayız.

“MAHKEME KOMİTESİNİN BAĞIMSIZ BİR ŞEKİLDE DOĞRU KARARI VERMESİNİ VE ADALETTEN YANLIŞ BİR DURUM ALMASINI UMUYORUZ”

Bugün burada bu davaya sahip çıkan kitle, bu toplum için üç noktada çok değerlidir. Birincisi, bu özel davada mümkün olduğunca fazla adaletin sağlanması açısından değerlidir. Bağımsız yargı ve adaletin olduğu yerde herkes mahkeme kararlarına saygı duyar. Son 20 yılda ülkemizde şu kadar dava, şu kadar para cezası, şu kadar beraat oldu. Çocuk istismarcılarının ödüllerle cezalandırıldığını, istismarcıların tutuksuz yargılandığını, hükümet yetkililerinin ve karı-koca bakanların ‘Bir kerede bir şey olmaz’, ‘Ufaklığın rızası var’ gibi akıl almaz sözler sarf ettiğini görüyoruz. 2021 yılında yapılan bir araştırma insanımızın yüzde 69’unun adalete güvenmediğini belirtiyor. OECD ülkeleri arasında adalete güvenme konusunda Şili ile sonuncuyuz. Son 10 yılda adalete güvenin en çok azaldığı ülkeyiz. Bu nedenle HGK gibi toplumsal davaların içinde olmak ve örgütlü bir biçimde kamuoyu oluşturmak çok değerli. Maalesef adaletin siyasetin gölgesinde kaldığı bu günlerde bunu yapmak zorunda kalıyoruz. Bakın iki yıldır çeşitli gerekçelerle gizlenmeye çalışılan bir davada bu kamuoyu baskısı sayesinde duruşma tarihi ertelendi. Kamuoyunun bu konudaki hassasiyeti buraya da yansımış olduğuna göre, mahkeme heyetinin bağımsız bir biçimde en doğru kararı vereceğini ve adaletten yana tavır alacağını umuyoruz.

“PEK ÇOK ÇOK ÇOCUK VE GENÇ HİÇBİR KONTROL OLMADAN HAREKETLERE VE TOPLUMLARA KARŞILANIYOR”

Bu davayı bu şekilde benimsemenin bir başka anlamı da örnek teşkil etmesidir. HGK gibi yıllardır istismara uğrayan ama toplum baskısı, adaletsizliğin dehşeti yüzünden hala cesaretini toplayarak mahkemeye gidemeyen çok çocuk var. Üstelik birçok çocuk ve genç, kontrol edemedikleri tarikat ve cemaatlere emanet ediliyor. Bunun bilincindeyiz. Bu münferit bir olay değil ve çocuklarımızın sessiz sesi olmalıyız. Onlara yalnız olmadıklarını, milyonların yanlarında olduğunu göstermeliyiz. Buradaki bu kalabalık, adalet arayan çocuklarımıza ve gençlerimize yalnız olmadıklarını göstermesi açısından değerlidir. Tabii burada şunu da belirtmek gerekir ki, iktidarın 20 yıldır hukuka, basına ve kamuoyuna gözdağı vermeye, her yıl ‘erken yaşta evlilik’ söylemleriyle tacizi normalleştirmeye yönelik söylem ve politikalarına rağmen, bugün buradaki kalabalık çok kalabalık. Hala bu milletin ve bu toplumun nasıl adalet beklediğine doyum olmuyor. Güçlükle mücadele edebileceğinizi göstermesi açısından da oldukça değerlidir. Buradaki kalabalık, bu milletin çocuklarımıza, geleceğimize, adalete, insanca yaşama umudunun ve gücünün bir göstergesidir.”

Kaynak: ANKA / Günümüz

digorajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu